Organ nakli konusunda bilincin artması gerekiyor.
Organ naklinin amacı, çeşitli nedenlerle organ yetmezliği yaşayan ve ömrünün sonuna gelmiş kişilerin hayata tutunmasını sağlamaktır. Organ naklinde en önemli nokta doku uyuşmazlığıdır. Uygun organ bulunamadığı için hayatını kaybeden milyonlarca hasta var. Aslında bu ölümlerin sebebi halkın organ nakline açık olmamasıdır. Organlarını bağışlamak istemeyenleri yargılamak elbette yanlış olur. Ancak kamuoyunun bilinçlendirilmesinin gerekliliği oldukça açıktır.
Hangi organlar nakledilebilir?
Organ nakli ile nakledilebilecek organ ve dokulardan bazıları kalp, böbrek, akciğer, karaciğer, kornea, pankreas, bağırsak, kemik iliği, kan ve deridir. Organlar arasında uyum varsa ve iki taraf organ nakline açıksa nakil gerçekleştirilir. Bu operasyon hastanın hayatını kurtarır ve yaşam kalitesini arttırır. Organ nakli yaşayan bir kişinin organları ile gerçekleştirilirken, ölen kişinin organları ile de gerçekleştirilebilir. Bu tür bir nakilde beyin ölümü gerçekleşse de kalbin çalışıyor olması gerekir. Çünkü kalp çalışmazsa vücuttaki tüm dokular kısa sürede ölür ve nakli gerçekleştirmek mümkün olmaz.
Beyni ölen kişi gerçekten öldü mü?
Organ nakli ile ilgili en kafa karıştıran konu beyin ölümüdür. Hukuki boyutta beyni ölen hasta ölü olarak kabul edilmeyebilir. Tıbbın benimsediği görüşü dini otorite kabul etmektedir.
Son zamanlarda ülkemiz gelişen tekniklerle organ nakli konusunda önemli adımlar atmaktadır. Bunlardan en önemlisi yüz naklidir. 1980'de kol, bacak ve deri nakline izin verildi. 1980'den önce kalp, böbrek gibi organların nakli mümkündü. Yüz nakli, kazalar, asitli maddelerle temas sonucu yüzü deforme olan kişilerde büyük bir mutluluk yarattı.
Organ naklinin belirli prosedürleri vardır. Bu sözleşmeye göre insanlar yaşarken ve öldükten sonra da organlarını bağışlayabilirler. Bu işlemlerle ilgili olarak kişiler istedikleri organlarını bağışlayabilirler. Ancak önceden imzalanmış bir organ bağış sözleşmesi yoksa vefat etmiş kişilerden organ nakli konusunda ebeveyn onayı alınır.